7 Şubat 2014 Cuma

14 Şubat'a tam bir hafta kala :))

Malum, "Sevgililer Günü"ne tam 1 hafta kaldı:)) Herkeste bir telaş! Özellikle bekar ve 20'lerinin ortasına kadar yaş aralığındaki genç çiftlerde:))

Alışveriş sitelerinden hiç değilse yılbaşından beri aldığım "Sevgilinizi şöyle mutlu edin havalara uçun patlayın" "Şunu şu kadara alın, 10 lira verin sarılalım" "Buraya gidin, onu yemeyin bunu yiyin, aç ağzını uçak geliyor" vs şeklindeki bilimum şirin emailler ve mağaza reklamları herhalde 1000'i bulmuştur:)


Hepsi "okundu" olarak işaretlenip, bir kısmı gerçekten "okunup" -çünkü bazı indirimler konuyla alakanız olmasa da işe yarıyor- çoğu da tarihin tozlu sayfalarına karışmak üzere çöp kutusuna yollandı bile..


Evet, sadece 2 takipçili bir blogger olarak içinde bulunduğum acı gerçek de şu ki sağdan soldan hatırlı hatırsız markalardan sample yollayan da yok ;)) Her ne kadar "gerçek" bir insan olsam da bu takipçi sayısı ile çoğu blogger arkadaş arasında ben "fake" sayılıyorum.. Kader, kısmet, mukadderat ..:))

Neyse, konuyu dağıtmayıp sadede gelelim. 

Şu cıvıl cıvıl kırmızı kalpli ortamda bir hafta daha hareket var:)) Sonraki 7 günde ise 14 Şubat'ın ruh haline göre (alınan hediye, gidilen gezme/yemek şu bu) çiftlerimiz arasında vuslata erecekler, söze nişana nikaha kalkışacaklar ya da kessiinn tek taş ya da pembiş iphone 5c beklerken sevgilileri el kadar ayıcık aldı diye hayal kırıklığına bürünüp sonsuza kadar yollarını ayırıp Şubat sonundan itibaren Mart-Nisan ayını bunalımla geçirip Mayıs'ta çiçek gibi açıp yeni aşklara koşacaklar var:)) 




Bizim zamanımızda kalpli karta bile ölürdük ya, neyse;)) Hatta 10 senelik evliliğimizde hiçbir özel 
günümüzü unutmayan eşime şahsen, çiçek alıp getirdi diye "ya Allah aşkına deli misin kaç lira verdin buna şimdi!!" şeklinde tepki koymuşluğumu bilirim :)

Bu sebeple, içimden akıp çıkan birkaç tespiti buraya da taşımak istedim:))

Türk erkeğinin de kızının da evlendiği anda kimyası değişiyor:)) 

AVMlerde sadece gezdiği kadarın parasını ödemeye ve kız arkadaşını, erkeğine yönelik her tür sevgi gösterisini elde edebilmek için hoş tutmaya programlı erkek ile saçlar fönlü, çanta dirsek kırığında, bakımlının da bakımlısı, özel günlerde takma kirpikli, arkadaş taktiğiyle çalışan kız şu hale geliyor: 

"Aşkıımmmmmm bebişiimmmmm" hitap durumu körelmede:)) "Gezdiğin kadar öde, akşam herkes yallah kendi evine" dönemi bitmiş:)) Faturalar yığılmış:)) Hele yazın başında veya göbeğinde evlenip laylaylom bakınan çiftlerde kışa girildiğinde gelen doğalgaz faturalarının yarattığı şok tadından yenmez:))


Çamaşırı makina yıkasın sen as-topla-ütüle-devşir, bulaşığı makina yıkasın sen yerine kaldır (bazısına bu bile zul geliyor!), haftalık/günlük işte neyse ihtiyaç yerine göre alışveriş yap; burgeri, kebabı, her 5 buluşmadan 3ünde "ay formum da formum" diye yenen en alasından salatayı unut, sebzesi eti pilavı makarnası zeytinyağlısı doymalık 2 günlük yemekle çat kapı misafir ya da gece kazınan koca için börekti kurabiyeydi yap, alıp başını giden ortalığı topla, anasının birtanesi kızı olarak paket mendilden başka birşeye el sürmezken çamaşır suları ve yüzey temizleyiciler ile evi baştan aşağı sil (kimisinin işinden gücünden kaynaklı her gün yardımcısı olur ama %90lık bir kesim ya arada temizlikçi çağırır ya da parası hiiçç yetmeyeceğinden aman der, kendi toplar eteğini girişir temizliğe), yetmesin, her gün banyoyu mutfağı en son bir kez silmeden yatağa giremez ol..


Sinemaya gitmeye ne gerek var? Haftasonu 2 kişi 32 TL!! Giyineceksin edeceksin, benziniydi otoparkıydı, yok yoluydu o bu.. Sınırsız wifi varsa o faturayı her ay facede eşe, dosta, sinir olduğun komşuya, gıcık arkadaşa atar yap diye mi ödüyorsunuz??:)) Aç filmini:))) 
16 TLye iki avuç mısır alacağına al marketten kuruyemişçiden cin mısırı;)) Patlat tencerede, otur ye:)) Ha tabi, döküleni de bu sefer sen temizleyeceksin o da ayrı:)))

Erkek; akşam yemek sonrası koltukta elinde kumanda, TVde haber veya maç açık, üzerinde yakası kayık bir tshirt ve altında dizi çıkmış eşofmanla horlamaya başlıyor:)) her yemek sonrası uyku modu başladığından göbek de çıkıntılanmaya başlıyor:))


Kızlar ise hazır koca uyurken alıyor kumandayı; dizisi başlayana dek veya başladıysa da reklam aralarında önce annesiyle ve/veya en yakın arkadaşıyla dedikodunun en dibinden chit chat yapıp saçlar şöyle bir kıvrılıp tepede maşayla tutturulmuş halde, sıfır makyaj ve ucu kazınmış kırmızı ojelerle, üzerinde bir tshirt, kombi tasarruf diye kısıldığından kolları avuçlarına kadar uzatılmış bol bir hırka ve altında yine dizleri çıkmış bir eşofman, ayaklarda en yünlüsünden çoraplar ve pofuduk terliklerle kanepenin ucuna kuruluyor, alıyor ayakları altına (ben 60 kgken bile öyle oturamadım) kaldığı yerden devam ediyor!:))

Gece, kocanın kanepeden "Haydi yatıyoruz, kalk da şuraları düzelteyim" şeklinde dürtüklenip önce WCye, sonra yatağa sürülmesiyle son buluyor..

Aziz Valentine, kemiklerin sızlamasın e mi :)


Herkese sevgiler :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder